Tarih

Emirdağ yöresi, MÖ. 3000-2000 yıllarını kapsayan Eski Tunç Dönemi’nden itibaren yerleşim izlerini devamlı taşıyan bir bölgedir. Bu bölgeyi uzun süre Firigler, ellerinde tutmuştur. Emirdağ ve çevresini en uzun süre ellerinde tutan ve bu bölgede birçok eserler yaratanlar Frigler’dir. Abasyom(Abasiom), Abbo, Abrostola, Appolenoi, İspeloniya, Lalandos, Neo Kome ve Orkistüs gibi eskiyerleşim yerleri, yöredeki eski Frigya köyleridir.

 
Helenistik Dönem olarak adlandırılan MÖ. 333-30 döneminde kurulan Galatya Cumhuriyeti’nin köy ve şehirlerden olan Abrostola ve Tiskon Emirdağ sınırları içerisindedir. Emirdağ İlçesi’nin ova parçası bu yüzden Galatya Salutaris adını almıştır. 
Bizans döneminde Emirdağ bölgesi önce Arapların ve sonra da Türklerin akınlarına sahne olmuştur. Amorium(Emirdağ-Hisarköy) 1068’de, Emir Afşin tarafından alınarak Selçuklu egemenliğine girer. 
 
II.Bayezid döneminde (1481-1512) Karahisâr-ı Sâhib Sancağı, Karahisar, Bolvadin, Sandıklu, Şuhud, Barçınlıve Oynaş adlı yedi kazadan oluşmaktadır. 1594 tarihli mühimme kaydında Barçınlı Kazası’nın tekrar ikiye ayrılarak Barçınlı Kadılığı ve Nevahi Barçınlı Kadılığı adı altında yeniden ihdas edilmiştir. Barçınlı ve Nevahi-i Barçınlı’nın kaza merkezleri yani nefsleri(nahiyeleri) yoktur.
Nevahi-i Barçınlı bugünkü Emirdağ İlçesi olarak bilinmekle beraber o dönemde Bayat, Kemerkaya ve kısmen İscehisar’ı da içine alan coğrafi ve idari bir yapıdır. Kaza yapılanması XVIII. yüzyılda da devam etmiş, Barçınlı Kazası bazen Hanbarçınlı olarak anılmıştır. Nevâhi-i Barçınlı’ın yönetim merkezi bazen bugünkü Emirdağ, bazen Bayat ve bazen da Çoğu (Kemerkaya) olmuştur. Yönetim merkezinin değişken olması devrin ihtiyaç ve sorunlarından kaynaklanmıştır. 
 
1775 tarihli bir belgede “Karakeçili Yörükanı reayasından Aksu obadan el-Hac Hüseyin bin Mehmed, Bali bin Ebubekir ve arkadaşlarının 1200 baş sığırını 300 kadar süvari arkadaşlarıyla fuzuli zabt edip sürerek Emirdağı Nahiyesi’ne götürüp çeşitli cemaatlere satan Kapusuz Levenda-tından Tekeli Hüseyin, Manisalıoğlu Mehmed ve Pehlivan’ın ihkak-ı hak olunması için Kütahya Valisi’ne emir yazılması” denilmektedir. 
 
Belgeden de anlaşılacağı üzere 1775 tarihinde Emirdağı Nahiyesi vardır ve Kütahya Vilayeti’ne bağlıdır.
1781 tarihli bir belge “Karaman’ın Bozulus Kazası’na tabi Emirdağı’nda sakin Hamzahacılı Cemaatı ahalisine tecavüz eden Müsilceli Aşireti Beyi Receb Bey vesairenin hasımları ile ihzar ve muhakemelerinin icra olunması hakkında Anadolu ve Karaman valilerine gönderilen hüküm” , 1781’li yıllarda Emirdağı’nın Karaman’ın Bozulus Kazası’na bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. 1828 tarihli “Emirdağ Kazası Sabık Müdürü Halil Ağa’nın Bolvadin veya İshaklı Kaza Müdürlüğüne tayin isteği” belgesi ile 1839 tarihli diğer belge “Karahisar-ı Sahib sancağında Emirdağı Nahiyesi’nde Şeyh Şabanlı ve Şeyh İlyas zaviyelerinden mutasarrıf olduğu hissesinin bedel-i iltizamı” 1828’de kaza olan Emirdağı’nı 1839 da nahiye olarak belirtmektedir.
 
Osmanlılarda nahiye tabiri muhtelif anlamlarda kullanılmıştır. Nahiye tabiriyle, hem bir kaza bölgesi, hem de kazanın idarî manada alt birimi olan nahiyenin kasdedildiği Tahrir defterlerinden de anlaşılmaktadır. Kazanın alt birimi şeklindeki nahiyeler, ekseriyetle belli bir merkezi yani ‘nefsi bulunmayan üniteler olup coğrafî ve iktisadî açıdan mühim mevkiye sahip geniş hududları bulunan kazalarda daha bariz olarak görülmektedir. 
 
Bu durum bazı belgelerde de apaçık ortadadır. XVI. yüzyıla ait bir belgede “Seferihisar Nahiyesi’nin Arslanlu Köyü’nden tımarlı iken ölen Timur’un oğlu Pir Gaib’e Barçınlı Nahiyesi’nin Horan Köyü’nden tımar tevcihi.” denilirken XVIII. yüzyıla ait diğer bir belge “Hüdavendigar’a 1307 senesinde gelip muafiyet müddetleri sona eren muhacirlerden 1282’den 1285 tevellüdüne kadar olan efradın künyeleri ile Barçın nahiyesi sinin-i mükellef erbabı defterinin İkinci Ordu’ya gönderilmesi” ve XIX. yüzyıla ait bir diğer belgede de “Karahisar-ı Sahibde Barçın Nahiyesi’nde Suvermez Köyü’ndeki Ali Efendi Camiine İmam tayini” şeklindedir.
 
1841’de Anadolu Eyaleti lağvedilerek yerine Hüdavendigar (Bursa), Saruhan, Aydın, Ankara ve Kastamonu eyaletleri oluşturulduğu zaman şehir, Karahisar-ı Sahib ve Bolvadin Kaymakamlığı olarak iki kaymakamlığa ayrılarak Bursa Müşirliği’ne bağlanır. Bu oluşumda Barçınlı ve Nevahi-i Barçınlı, Bolvadin Kaymakamlığı’na bağlıdır. 
 
Nevahi-i Barçınlı, 1840-1845 yıllarında takriben 3200 kişinin yaşadığı, nüfusunun tamamı Müslümanlardan oluşan bir Osmanlı Kazası’dır. 9098, 9099 ve 9100 sayılı Temettuat Defterleri’ne göre 1840-1845 yılları arasında, şimdiki Emirdağ yöresi, Nevahi-i Barçınlı’dır. ve 1848-1853 tarihleri arasındaki kayıtlarda “Emirdağı Kazası” adı geçmektedir.  
Belgelerde:
 
1848 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib’in Emirdağ Kazası’ndan ve Bozulus Aşireti’nden İlhanoğlu Ali’nin Tavulga (Davulga) Köyü’nün Müdürü iken yaptığı zulüm üzerine vazifeden alınmasına ve yerine Abdullah Efendi’nin tayin edilmesine dair Karahisar-ı Sahib Muhassıllığına kaime”; 
1848 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib’e bağlı Emirdağı Kazası’nın defterde isimleri yazılı köyler ve mahallelerinde sakin Bozulus, Müsilcelü, Yörükosmanoğlu, İnhan, Boynuyoğunlu, Morcalı, Geyikli ve Karakeçili aşiretlerine mensup erkek nüfus içinde 1 Mayıs 31 Ağustos 1264 tarihine kadar doğan, ölen, taşraya ve askere gidenlerle taşradan gelenleri meşruhatıyla gösteren sonu kaymakam, naib ve nüfus nazırları mühürleriyle musaddak nüfus yoklama defteri. Dış kabı yoktur ve 9. ve 10. sahifeleri boştur.”; 
1848 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib’e bağlı Emirdağı Kazası’nın defterde isimleri yazılı köyler ve mahallelerinde sakin Bozulus, Müsilcelü, Danişmendlü, Boynuyoğunlu, Morcalı, Geyikli ve Karakeçili aşiretlerine mensup erkek nüfus içinde 1 Eylül 1264 den 1264 Kanun-ı Evvel tarihine kadar doğan, ölen, taşraya giden askerde olanlarla taşradan gelenleri meşruhatıyle gösteren sonu kaymakam, naip, nüfus nazırı mühürleriyle musaddak nüfus yoklama defteri”; 
1848 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib Sancağına bağlı Emirdağı’nda bulunan Musilceli Aşireti’nin eski reisi Abdullah Bey’in çıkardığı bazı huzursuzluklar ve vergisini ödemediğinden dolayı gereken cezanın verilmesine dair Hüdavendiarmüşiriyetine, Karahisar muhassılına kaime”; 
1850 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib, Emirdağı Kazası’nda Süleyman’ın katili Mehmed’in muhakemesi”; 
1850 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib Sancağına tabi Emirdağı Kazası arazisinde sakin aşiret ve kabilelere mensup erkek nüfusun 1265 senesi Eylül ibtidasından Kanun-ı sani sonuna kadar doğan, ölen ve taşrada olanları gösteren ve sonu Karahisar-ı Sahib kaymakamı, naib ve nüfus nazırı mühürleriyle tasdikli nüfus yoklama defteri”; 
1853 tarihli bir belgede “Karahisar’ın Emirdağı’nda bulunan Bozulus Aşireti’nden öldürülen Servinaz’ın katilinin kürek cezasına çarptırılması”; denilmektedir.
 
Karahisar-ı Sâhib Sancağı’nda H.1270 (M.1854) yılına kadar on kaza varken kaza sayısı biranda on dokuza yükseltilerek Karahisar-ı Sâhib, Sandıklı, Sincanlı, Şuhut, Çolaabad, Bolvadin, Çay, Karamık, Hanbarçın, Nevahi-i Barçınlı, Emirdağı, Çal, Baklan, Şeyhlü, Dazkırı, Homa, Geyikler, Danişmendlü ve İshaklı kazaları oluşturulmuştur. Bu oluşumda Barçınlı Kazası’nın adı geçmemekte ve Hanbarçın olarak adlandırılmaktadır. 
 
1856 yılında Karahisar-ı Sahib Livası’na bağlı nahiyeler şunlardır: Aşiret-i Bozulus, Aşiret-i Muslıca, Baklan, Bolıvadin(Bolvadin), Çal, Çay, Çölabad, Danişmendlü Kebir, Han-ı Barçınlu nam-ı diğer Husrev Paşa, Homa, Işıklu nam-ı diğer Şeyhler, İshaklu, Karahisar-ı Afyon, Nahiye-i Geyikler, Nahiye-i Kıramık, Nahiye-i Emirtağı (Emirdağı), Nevahi-i Barçınlu, Sanduklu, Sıçanlu, Şuhud ve Tazkırı (Dazkırı). 
 
Bu belgelerden anlaşılacağı üzere 1847/1848 yıllarından itibaren 1856 yılına kadar hem Nevahi-i Barçınlı Kazası ve hem de ayrı olarak Emirdağı Kazası vardır. 
 
Aynı şekilde 1861-1863 tarihli belgelerde de Emidağı Kazası geçmektedir. 
1856 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib Sancağına bağlı Emirdağı Kazası’nda kura firarisinden Mustafa’yı gizleyerek bazı uygunsuz hareketlere kalkışan Aşiret Müdürü İsmail’in te’dibi”; 
Hüdavendigar Valisi’ne yazılan H.1273 (M.1856) tarihli belgede: “Hüdavendigar Valisi’ne… Emirdağı Kazası Müdiri sabık Halil Ağa mukaddeman Orduyı Hümayuna azimet ve ifayı hizmet eylediğinden bahisle Bolvadin ve İshaklı Kazaları Müdürlüklerinden birinde istihdamı hakkında vuku’ bulan istid’ası üzerine kendisinin Umurı İdare liyakati olubda ashabı …dan bulunduğu halde Livai mezkur dahilinde kain kazalardan açılacak bir kaza müdürlüğüne ta’yini zımnında usulüne tatbiki mukaddemen savbıvalalarınaba tahrirat iş’ar kılınmış ise de naili emel olamadığı beyanıyla icabının icrası bu kerre dahi Muma ileyh Halil Ağa tarafından ba tezkire istid’aolunmakdan naşi keyfiyet Meclisi Valaya kendisinin açılacak bir kaza müdürlüğüne istihdamı zımnında ledemüracaa (sene 11) kılınmasının savbıvalalarına Tasdiki (sene 11) iş’arı veçhile muma ileyherbabı ismetten olupda İdarei Umura muktedir bulunduğu halde te’kidi tezekkür olunmuş olmağla ol veçhile icabının icrasına himmet buyurmaları ..”; 
1861 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib’e bağlı Emirdağı Kazası’nda meskun Karabağı Aşireti Müdürü İsa Bey’in azliyle yerine vakeleten tayin edilmiş olan Şeyhlü Müdürü Hacı Ahmed Ağa’nın Müsliceli Aşireti Müdürü Mustafa Ağa’nın azliyle yerine vekaleten tayin edimiş olan Pınarhisar Müdürü Ömer Efendi’nin, Tavulka Aşireti Müdürü Hacı Bey’in azliyle yerine vekaleten tayin edilmiş olan Bekir Ağa’nın, Hanbarcın Müdürü Halil Ağa’nın azliyle yeine vekaleten tayin edilmiş olan Eşref Ağa’nın..icrayı asaletleri.”; 
1862 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib’e bağlı Emirdağı Kazası’nın defterde isimleri yazılı mahalle ve köylerinde sakin Bozulus, Müsilcelü, Boynuyoğunlu, Morcalı, Danişmendli ve Karakeçilü aşiretlerine mensup erkek nüfus içinde 1 Kanun-ı Sani 1263 den 30 Nisan1264 tarihine kadar doğan, ölen, taşraya giden ve asker olanlarla taşradan gelenleri meşruhatıyla gösteren sonu kaymakam, naib ve nüfus nazırı mühürleriyle musaddak nüfus yoklama defteri”; 
1863 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib Sancağı Emirdağı Kazası’nda Karabağ Aşireti’nden ve eşkıyadan Bursa ile Kütahya arasında Yeşildağ’da Süvari Nizamiye Birinci Alayı Eczacısı Avadis ile Kütahyalı tüccar ve diğer yolcuların emval ve eşyasını gasp etmiş olan Deli Mehmed’in kardeşi Cafer ile oğlu Ahmed, Kör Sarı Ahmed ve Haco hakkında bazı ifadata dair Karahisar-ı Sahib Meclisi mazbatası”; 
1863 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib sancağı dahilinde Emirdağı Kazası’nda Morcalı Aşireti sabık Müdürü Hacı Mehmed’in fazla vergi zam ve tahsil etmesinden dolayı üç sene müddetle Sinop’ta kalebent edilmesi”; 
1863 tarihli bir belgede “Emirdağı Kazası’nda meskunMüscelü Aşireti Müdürlüğü’ne ve sabık müdürün görülen muhasebesine dair Hüdavendigar Meclisi’nin mazbatası”; 
denilmektedir. 
Tüm bunlar göstermektedir ki 1863 yılına kadar Emirdağı Kazası vardır.
1864 yılında eyaletler lağvedilerek vilayetler kurulunca Afyonkarahisar şehri, tekrar sancak merkezi olmuştur. 1864 tarihli İdareyi Vilayet Nizamnamesi’ne göre Osmanlı Devleti kaza, nahiye ve köylere ayrılmış ve Barçınlı, Nevahi-i Barçınlı’ya dahil edilmiştir. 1867 yılında eyaletler, vilayete dönüştürülerek Hüdavendigar Valiliği kurulmuş; Afyon Sancağı da mutasarrıflık haline gelmiştir. 
1867 Vilayetler Nizamnamesi’ne göre Hüdavendigar Vilayetine bağlı Karahisar-ı Sâhib Sancağı; Karahisar-ı Sâhib, Sandıklu, Şeyhlu, maa nahiyeyi Danişmendlu, Geyikler, Çal, Bolvadin, İshaklu, Şuhud ve Musluca olmak üzere 10 kazadan oluşmaktadır. Bu taksimatta 1853/1854 senesinde var olan kazalardan Homa, Şeyhlü, Emirdağı, Nevâhi-i Barçınlı ve Çolaabad kazaları görülmemektedir. . 
Buradan da anlaşılıyor ki Emirdağ ve Nevâhi-i Barçınlı kazaları kaldırılmış Musluca Kazası oluşturulmuştur. Musluca kaza olduktan kısa bir süre sonra, 1868 tarihinde adı ‘Aziziye’ olarak değiştirilmiş ve Aziziye’nin kaza merkezi ‘Muslice’olmuştur yani Müslice bugünkü Emirdağ’dır.
Yerleşik bir iddiaya göre III. Ahmet zamanında bir ‘Cırgın İskanı’ yapıldığı, şimdiki Emirdağ Kazası’nın ilk yerleşim yerinin ‘Cırgın Karyesi’ olduğu ve bu köyün de bugünkü Karaağaç Köyü’nün doğusunda bulunduğu ileri sürülse de bu iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Şöyle ki:
1867 tarihli bir belgede “Karahisar-ı Sahib sancağının Hanparçın Kazası’na mülhak Muslice aşiretinin Çırkın karyesi ahalisinden maktulen vefat eden Göce oğlu Mahmud bin Mustafa’nın veresesiyle kendisini hataen öldüren Deli Hüseyin oğlu Osman’ın murafaa ve muhakemeleri” denmektedir. 
Sözkonusu tarihte Musluca Kazası vardır ve şimdiki Emirdağı yöresinin büyük bir kısmı Musluca Kazası’na tabidir. Bir başka deyişle Musluca Kazası zamanında Cırgın Karyesi vardır ve Hanbarçın Kazası’na tabidir. Cırgın Karyesi, 1831 yılı sayımına göre 20 hane ve 62 erkek nüfusa sahiptir. 
Cırkın Cematı diye bir cemaat da vardır ve bu bu cemaat Muslucalı Aşireti’nden olup yerleşme yeri Karahisar-ı Sâhib Sancağıdır. 
Bazı kaynaklar ‘Karahisarısahib Kazası Çarkın Karyesi ahalisinden Mustafa’yı katleden Osman’ın küreğe konulması’ denilen belgedeki Çarkın Karyesi’ni Cırgın olarak kabullense de bu köy bizim ilgi alanımızda daki Cırgın Köyü değildir. Çünkü Emirdağ yöresi Karahisarısahip kazasına hiç bağlanmamıştır.
MUSLUCA
1867 Vilayetler Nizamnamesi’ne göre Hüdavendigar Vilayetine bağlı Karahisar-ı Sâhib Sancağı; Karahisar-ı Sâhib, Sandıklu, Şeyhlu, maa nahiyeyi Danişmendlu, Geyikler, Çal, Bolvadin, İshaklu, Şuhud ve Musluca olmak üzere 10 kazadan oluşmaktadır . 
Bu taksimatta 1853/1854 senesinde var olan kazalardan Homa, Şeyhlü, Emirdağı, Nevâhi-i Barçınlı ve Çolaabad kazaları görülmemektedir. 
Buradan da anlaşılıyor ki Emirdağ ve Nevâhi-i Barçınlı kazaları kaldırılmış Musluca Kazası oluşturulmuştur. Musluca, kaza olduktan kısa bir süre sonra 1868 tarihinde adı ‘Aziziye’ olarak değiştirilmiş ve Aziziye’nin kaza merkezi ‘Muslice’ yapılmıştır. Yani Müslice, bugünkü Emirdağ’dır.
 
AZİZİYE
Musluca, kaza olduktan kısa bir süre sonra, yani 1868 yılında adı ‘Aziziye’ olarak değiştirilmiş ve Aziziye’nin kaza merkezi ‘Muslice’ yapılmıştır. 
Kazaya ait ilk bilgiler 1870 tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde yer almıştır. İlk kaymakamı Sabit Efendi ve ilçe idare meclisi üyeleri ise Yusuf Bey, Ahmed Efendi ve Mehmed Ağa’dır. İlk belediye başkanı Abdullah Ağa ve belediye meclisi üyeleri ise İbrahim Ağa, Ömer Efendi ve İbrahim Efendi’dir.  
H.1287(M.1870), H.1288 (M.1871), H.1289 (M.1872) ve H.1290 (M.1873) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamelerinde Muslice Kazası’nın (Aziziye kaza merkezinin) 12 köyü, 456 hanesi ve 1410 nüfusu vardır. H.1291 (M.1874) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde de köy sayısı 13 olarak belirtilirken diğer bilgilerinde bir değişiklik olmamıştır. 
H.1292 (M.1875), H.1293 (M.1876), H.1294 (M.1877) ve H.1295 (M.1878) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamelerinde Aziziye Kazası’nda 40 dükkan, 3 kahve, 1 hamam, 1 han, 40 köy,7 mahalle ve 2673 hane olduğu belirtilmiştir. H.1296 (M.1878) ve H.1297 (M.1879) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamelerinde ise köy sayısı 21 dir.  
H.1302 (M.1884) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde, Aziziye Kazası hakkında:
“Garben Karahisar, Cenuben Bolvadin, Şarken Ankara’nın Günyüzü Nahiyesi, şimalen Eskişehir ile muhat olub Hanbarçın Nahiyesi mülhakatındandır. 45 karye, 2808 hane, 150 dükkan, 2 han, 1 hamam, 1 camii, 2 mektebi havidir. Kasabanın arazisi mürtefi ve derununda sathı arzdan hemen iki arşun yakınında bir hayli kuyular olarak bunlardan ma’ada akarsuyu yok ise de iş bu kuyuların suları gayet hafif ve ve hazmedir (Hazmı kolaylaştırıcı) Kasabadan garbı cenubiye doğru Bolvadin yolu vasıtında Kapalı Çeşme namıyla üç oluklu akar bir çeşme var ise de suyu kabadır. 
İş bu yol üzerinde ve kasaba etrafında bulunan ufak dağlar kırac ve kayalık olub yalnız ciheti cenubisinde ve 3 saat mesafede medfun olan Emir Baba’ya mensuben Emir Dağı denilerek şarkdan garbı cenubiye doğru 6 saat imtidad iden cebeli mişe ve ardıc ve ıhlamur ağaçları ile ve gayet vasi ve otlu meralar arasında Kale Boynu ve Göğüs Yayla ve Kütüklü ve Kara Çamuru ve Olgalu mevkiilerinin ziyade leziz ve Karakulak Suyu’na müsabakat ider suretde hafif suları ile adeta Cebeli Keşişe müşabeh oldığından ahali yazın ekseriyetle hayvanlarını oraya götürür ve mevsimi şitaya kadar aileleri ile beraber yaylalarda kalır bu cihetle kasaba ile hanelerine ehemmiyet verilmemiş oldığından asarı medeniyesi mefkuddur. 
Asarı atikeden Hanbarçın Nahiyesi’ne 5 saat mesafede Kayı nam mahalde cüssim bir siyah taş olub yüzü zeşyede ve gayet düzgün olarak 8 Metru kadar irtifa ve yüzünde bazı yazılar vardır. Etrafı mişe ve çam ağaçları ile muhatdır. Cebellerde tavşan, geyik, tilki, canavar kesretlüdür. Bazen keklik dahi seyd iderler. Şarken 5 saat mesafede Veysel Karyesi’nde Veysel Karani Hazretleri’nin Nazırgahı ve Eski Alikan Karyesi’nde Sarı Lala ve Cenuben 2 saat mesafede Çıtır Karyesi’nde Ahi Yakub ve kasabaya 3 saat mesafede Balcam Karyesi’nde Balcam Sultan medfenları ziyaretgah olub civarında tekyeleri mevcud ve mamurdur.” 
denilmektedir.   
Aziziye Kazası’nda: H.1306 (M.1888) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Sanamesi’nde 3 mahalle, 52 köy, 3704 hane, 2 Han, 62 dükkan, 34 oda, 2 Hamam, 131 bağ ; R.1306 (M.1891) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde (3) mahalle, 52 köy, 2804 hane ve 62 dükkan ve R.1307 (M.1892) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde 60 köy ve 4056 hane; Muslice Kasabası’nda 1 hamam, 2 han, 6 kahvehane, 4 fırın, 80 dükkan ve 220 hane belirtilmiştir.
R.1307 (M.1892) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde ise Aziziye Kazası hakkında:“Aziziye Kazası, şarken Ankara Vilayeti, Garben Karahisar, şimalen Eskişehir ve Cenuben Bolvadin kazaları ile mahduddur. Kazai mezbur, doğrudan doğruya merkezine merbut (47) kariyeden başka Han-barçın Nahiyesi şamil olmağla Kurayı mevcude 60 adede baliğ olur. Dahili kazada 4056 hane bulunur.” ve Muslice Kasabası hakkında ise “Muslice Kasabası merkezi kazadır. Kazai mezkure mürtefi bir mahalle mevzuu olub Karahisar’a on iki ve Eskişehir’e on sekiz ve bu tarikle Bursa’ya kırık sekiz saat ba’de mesafede bulunur. Fakat şose ile henüz hiçbir yere kesbi itsal idememişdir. Derununda mai cari bulunmayub kuyuları vardır. Dahili kazada 1 hamam, 2 han, 6 kahvehane, 4 fırın, 80 dükkan ve 220 hane vardır. Telgrafhanesi yokdur. Kasabanın şamil olduğu haneler umumen fevkani olmayub tahtanı ve cümlesinin üzeri toprakdır.” denilmektedir.   
Yukarıda da bahsedildiği gibi 1891 yılında Müslice Kasabası, Aziziye Kazası’nın kaza merkezidir. 
1895 tarihli bir belgede “Hüdavendigar Vilayeti dahilindeki Aziziye kazası ahalisi nakden ve bedenen yol inşaatında çalışmakta oldukları halde henüz mahalli mezkurda şose bulunmadığı ve nakliyat hususunda müşkilat olduğu” belirtilmektedir. Yazıda da belirtildiği gibi, kaza ahalisi nakden ve bedenen yol inşaatında çalıştığı halde hiç bir yere şose bağlantısı yoktur. Daha sonraki yıllarda nisbeten bağlantı sağlanmış H.1317 (M.1899) yılında Çay-Bolvadin-Aziziye hattında 4910 metre köprüsüz şose yapıldığı görülmektedir. Bu hat H.1318 (M.1900) yılında 17000 metreye çıkmış, H.1319 (M.1901) yılında 4000 metre ilave yapılmıştır. H.1321 (M.1903) tarihinde Çay-Bolvadin-Aziziye-Sivrihisar hududu 81.000 metreye ulaşmıştır. 
H.1310 (M.1892) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde, Aziziye Kazası hakkında:
“Aziziye Kazası şarken Ankara Vilayeti Garben Karahisar, şimalen Eskişehir ve Cenuben Bolvadin kazaları ile mahduddur. Kaza-i mezbur doğrudan doğruya merkezine merbut 47 kariyeden başka Hanbarçın Nahiyesi şamildir ki nahiyei mezkurenin havi oldığı on üç karye ile 56 adede baliği olur. Kaza dahilinde 4081 hane bulunur. Muslice Kasabası merkezi kazadır.Kazai mezkure şarkdan garba mümted bir ovanın ciheti garbiyesinde bulınan ve Ataçal dinilen bir tepenin yanında ve letafeti ab u havaca meşhur Emirdağı’na bir buçuk saat mesafede vaki olub Karahisar’a on iki ve Eskişehir’e on sekiz ve bu tarikle Bursa’ya kırk sekiz saat mesafededir. Dahili kasabada bir hamam, 2 han, 4 kahvehane, 4 fırun, 82 dükkan, 250 hane vardır. Derunı kasabada mai cari olmayub kuyular vardır. Fakat suları berrak ve leziz ve hazımdır. Hanelerin ekserisi tahtanidir. Şu bir seneyi mütecaviz müdetden beru gerek kasaba ve gerek kurayı mülhakda mikdarı sabıkına ilaveten beş mektebi sıbyan ile iki medrese tesis ve güşad olınmuşdır.Derunı kasabada beher hafta bazar irtesi günleri bazar kurılarak külliyetlü alışveriş olur”; 1895 tarili bir belgede “Hüdavendigar Vilayeti’ne tabi Aziziye Kazası İdare Meclisi Azası Yusuf Bey’in hizmetinden dolayı Rikab-ı Hümayun Kapıcıbaşılığı payesi tevcih edilerek taltifi” ve 1895 tarili bir diğer belgede ise “Karahisar-ı Sahib Sancağı Nüfus Katibliği’ne tayin edilen Hasan Efendi’nin tayininin uygun görüldüğü ve Aziziye Kazası Nüfus Memurluğu’na tahvll-i memuriyet ettiği bildirilen sabık Katib Ömer Efendi hakkında bilgi verilmesi talebi.”;  
denilmektedir.
H.1315 (M.1897) yılında Hüdavendigar Vilayeti’ne bağlı Karahisar-ı Sâhib Sancağında Karahisar-ı Sâhib (Afyon), Bolvadin, Sandıklı, Aziziye (Emirdağ) olmak üzere 4 kaza bulunmaktadır. H.1316 (M.1898) yılında Karahisâr-ı Sâhip Sancağı’nda yeni bir idari yapılanmaya gidilmiş kazalar aynı kalırken nahiye sayıları arttırılmıştır. Buna göre Karahisar Kazası’nda 9, Sandıklı’da 11, Bolvadin de 4, Aziziye de 5 olmak üzere toplam 29 nahiye meydana getirilmiştir. Bu yapılanmada Aziziye’nin nahiyeleri Merkez, Bayat, Hanbarçın (Han), Manahoz (Gözeli) ve Salihler (Zont-Ömerhacılı) dir. Merkez Nahiyenin (20), Bayat Nahiyesi’nin (8), Hanbarçın Nahiyesi’nin (8), Manahoz (Gözeli) Nahiyesi’nin (11) ve Salihler (Zont-Ömerhacılı) Nahiyesi’nin de (15) köyü vardır.  
Merkez Nahiyenin köyleri Ağılcık, Aziziye Merkez, Balcam (Balcamsultan), Başkonaak (Kolanşam)i Çallı (Çatallı), Dağılgan, Debbağlar (Tabaklar), Dere (Dereköy), Firikli (Adayazı), Gömü, Havran (Horan), İkizce (Ekizce), İlhan (Elhan), Karaağaç, Keçili, Kılınçlar (Seyfiye), Kuruca (Lutfiye), Soğukkuyu, Sığracık (Safracık), Suvirmez (Suvermez) ve Tiz (Tez).
Manahoz (Gözeli) Nahiyesi’nin köyleri Alikan, Aslanlı, Bağlıca, Beğ (Beyköy), Burun-i Argaç (Burunarkaç), Dikilikaya, Gedikevi, Kılıçlı, Kulaklı, Kuyruklu (Tepeköy) ve Manahoz (Gözeli).
Salihler (Zont-Ömerhacılı) Nahiyesi’nin köyleri Avdan, Bademli, Çaykışla, Çiftlik, Davulga, Eşrefli, Göçü (Güveçci), Hamzahacılı, Hisar (Mamuratül Hamit, Asar), Karabatak (Karayatak), Pörnek (Yenikapı), Salihler (Zont -Ömerhacılı), Timurcili (Demircili), Türkmen ve Veysel.
Bayat Nahiyesi’nin köyleri Akpınar, Bayat, Derbend, Göynüksaray (Güneysaray), Holoz, Konarı, Kurudere, Yüreğil ve Hanbarçın Nahiyesi’nin köyleri ise Akhisar, Başara (İhsaniye), Güneği, Hamidiye, Han, İskankapısı, İkizkuyu ve Kayı’dır.
Aziziye Kazası ile ilgili olarak:
H.1316 (M.1898) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde Aziziye Kazası hakkında “Aziziye Kazası şimalen Kütahya Sancağı, Şarken Ankara Vilayeti, cenuben Bolvadin ve garben Nefsi Karahisar Kazalarıyla muhat ve mahduddur.” ve Aziziye Kasabası hakkında da “ Aziziye Kasabası merkez kaza olub Karahisara on iki saat mesafede ve ciheti şarkiyede kain olub 288 hane, 4 han, 1 hamam, 7 kahvehane, 4 fırın ve 80 dükkanvardır. Kasabanın havası mutedildir. Mai Cariyyesi menel kadim mefkud olub şu kadar ki müteaddid karyelerle ve mevsimi seyfde kasaba kenarından üç dört ay kadar cereyan etmekte olan bir su ile defi ihtiyaç idilmekdedir. Kasabanın binaları basık ve birer kat olub üstleri toprakla örtülüdür. Eskişehir ve Karahisara bir şose ile merbuttur” ve H.1324 (M.1906) tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’nde de “Aziziye Kazası şarken Ankara Vilayeti, garben Karahisar-ı Sahib, şimalen Eskişehir ve cenuben Bolvadin Kazaları ile mahduddur. Kazai mezkur merkeze merbut 48 karye vardır. Aziziye Kazası merkezi kaza olub Bursa’ya 76 ve Karahisara 18 saat ba’de mesafede ve vilayetin ciheti şarkiyesinde kaindir. 1,870 nüfusu takriben 288 hane ile 4 han, bir hamam, 7 kahvehane, 4 fırın, 80 dükkan vardır.”  
denilmektedir. 
Karahisâr-ı Sâhip Sancağı 29 Kasım 1914 tarihinde müstakil liva haline getirilmiştir ve 1915 yılında Bursa Vilayetinden ayrılarak müstakil mutasarrıflık olmuştur.1918’de Hüdavendigar Vilayeti’nden ayrılarak bağımsız il olan Afyonkarahisar’a Bolvadin, Sandıklı ve Aziziye bağlanmıştır.  
1922 yılında Karahisâr-ı Sâhib Vilayet merkezi ve 1924 idari taksimatından itibaren de Afyonkarahisar il merkezi olmuştur. 
Eskişehir’in 4 Nisan 1915’te, Kütahya Sancağı’na bağlı bir kaza olmaktan çıkarılıp, müstakil bir liva (sancak) haline getirilmesinden sonra, Aziziye ve Söğüt kazaları 24 Aralık 1915 ‘te Da¬hiliye Nezareti’ne bir dilekçe vererek, Eskişehir’e bağlanmak istedik¬lerini belirtirler. Eskişehir Sancağı Meclis-i Umumisi’si 1916 yılının başların¬da Aziziye Kazası’nın Eskişehir’e bağlanması için karar alır ve Dahi¬liye Nezareti’ne başvuruda bulunur. Dahiliye Nezareti İdare-i Umu¬miye Dahiliye Müdüriyeti bu durumu 6 Mayıs 1916’da Karahisar-ı Sahip Sancağı’na bir yazıyla başvurarak bu konuda Karahisar-ı Sahip Mutasar¬rıflığı’nın görüşlerini sorar. Karahisar-ı Sahip Mutasarrıflığı gönderdiği 31 Mayıs 1916 tarihli yazıda talebi yerinde bulmaz. İdare-i Umumiye-i Dahiliye Müdüriyeti 7 Haziran 1916’da Eskişehir ve Karahisar-ı Sahip Mutasarrıflıklarına gönderdiği yazıda, konunun bir neticeye ulaştırılması için iki sancağın Meclis-i Umumiyelerince belirlenecek üyelerden oluşacak karma bir komisyonun kurulmasını ister ama bu yönde so¬mut bir adım atılmaz. Eskişehir Sancağı Meclis-i Umumisi, 20 Ocak 1917 tarihli toplantısında konuyu tekrar ele alarak Karahisar-ı Sahip Mutasar¬rıfının itirazlarını ve öne sürülen argümanlarla çürütülmeye çalışılır. Ama bütün çabalarına rağmen bir sonuca ulaşılamaz. 
1929 yılında Aziziye (Emirdağ) Kazası’nın nahiyesi Bayat; Bolvadin Kazası’nın nahiyeleri Çay ve İshaklı; Dinar Kazası’nın nahiyesi Dazkırı’dır. Sandıklı Kazası’nın ise nahiyesi yoktur. Aziziye Kazası’nın adı 1 Temmuz 1931 tarihinden itibaren Emirdağı olarak değiştirilmiştir.  
1933 yılında Emirdağı Kazası’nın nahiyeleri Bayat ve Davulgadır. 1948 yılı idari taksimatına göre Emirdağ İlçesinin Merkez (32 köy), Bayat (21 köy), Davulga (21 köy), Ümraniye (Batık) (22 köy) ü vardır.  
Şuhut 1946’da, Sincanlı 1953’te, Çay ve Sultandağı 1 Nisan 1958’de,7 İhsaniye ve Dazkırı 1959’da Başmakçı 1987’de; Hocalar, Kızılören ve İscehisar 1990 da; Çobanlar ve Evciler ise 1991’de kaza olmuşlardır.